20 Temmuz 2012 Cuma

Zor günler ve aydınlık Beşiktaş


Öyle zor zamanlardan geçiyor,öyle haberlere uyandığı oluyor ki Beşiktaş taraftarının. Zoru sevmeseydik Beşiktaş'lı olmazdık zaten. Kimse inkar edemez çocukluğunda sınıfında ki arkadaşları tarafından Beşiktaş'lı olduğu için alay edildiğini,8-0'lık yenilgiden sonra günlerce ''hahha,sekiztaş'' muhabbetlerini duyduğunu. Ama bu sefer durum farklı,yıllardır fark edipte görmezden geldiğimiz borç batağının içinde bir anda kaldık. Elimiz kolumuz bağlı ne hesap sorabiliyoruz ne hesap ver diyebiliyoruz ne yıldız oyuncu kaldı takımda ne başka bir şey. Özkaynaktan gelen oyuncularla,yeni alınan birkaç gurbetçiyle ve elde kalan dört beş yabancı futbolcuyla umut ediyor,bekliyoruz. Hiç kimsenin şampiyonluk beklentisi olmamasıyla ve yıldız transferi beklememesiyle geçiyor günler.


Manchester City'yle oynayacağımız hazırlık maçı geldi çattı. Yeni umutlar,gençler,kırmızı forma,anlı şanlı Beşiktaş sahadaydı işte, ilk ciddi maçımızı oynuyorduk,dolayısıyla hepimizde heyecan vardı. Premier Leauge şampiyonu Manchester City karşısında ilk yarı başabaş bir oyun sergiledik,hücumda doğru paslarla çoğalabilmeyi başardık tabi ki müthiş oynadık diyemeyiz ama bundan farklı bir oyun bekleyen yoktur zaten. 10 numara oynayan Olcay Şahan'ı beğendiğimi söylemeliyim,doğru paslarla karşı kalede etkili olmamızı sağladı,topu ceza sahası çizgisinde paralel olarak rakiple inatlaşarak sürdüğü an oyun becerisini belli etti. Mustafa Pektemek'te iyiydi özellikle hırsını,mücadelesini görmek güzeldi,zaten futbolunu her zaman beğenmişimdir. Mehmet Akyüz'e gelince; taraftarlar tarafından neden kendisine sabredilmediğini bir türlü anlamadığım bir isim üstelik geçen sene forma şansı bulamadı buna rağmen ona haksız eleştiriler yapıldığı görüşündeyim keza bugün beklediğimden iyiydi,şutlarıyla takdirimi topladı. Necip'te ne iyiydi ne kötüydü,görevini yaptı ama ben yine de orta saha üçlüsünün Fernandes-Veli-Oğuzhan şeklinde oluşacağı görüşündeyim. Cenk'in ikinci golünde ki hatası yadsınamaz,yan toplarda zaafı olan bir kaleci olduğu söylenebilir ama bu onunda üstüne gereksiz yere çok gidildiğini görmeme engel değil. Umarım Hakan,Fevzi gibi olmaz kendisi. Gözüme çarpan bir diğer nokta ise takımın sağ tarafta savunmada ve orta alanda birbirine çok yakın oynamasıydı bunun faydasını orta alanda göremesekte defansta gördük,yakın savunma Manchester City'nin ara paslarını savuşturmamıza neden oldu. Bu yakın oyunun neden sol tarafta gerçekleşmediğini anlayamadım,zaten sağda çok yakın oynadığımız için sol tarafta büyük açıklar verdik,Hilbert'in bir stoper gibi davranıp topları kornere atmasıyla bu atakları da savuşturduk ama bu demek olmuyor ki bu şekilde oynamaya devam edersek bu kadar şanslı olabiliriz anlaşılan hocanın taktiği ama açık veren alanlar da düşünülmeli sonra başımıza iş açabilir bu oyun tarzı.


Son olarak; iki golünde bireysel hatalardan yendiği söylenecek olursa biri Pektemek'in topu kaptırıp hücumun kontratak'a dönüşmesi ve sonunda Uğur'a fake atılarak atılan gol biri de Cenk'in önce çıkması ile yenilen gol berabere hatta üstünlüğümüzle bitebilecek bir maçtı. Takım kötü sinyaller vermiyor,kendi açımdan bu kadarını beklemediğimi bile söyleyebilirim. Sadece taraftarın bu genç ve yeni takım için sabretmesi lazım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder